Elif BAYRAM / posta.com.tr alenen “uyuz” Uyuz olarak da bilinen uyuz hastalığı son günlerde artarak devam etmektedir. Uyuz temas yöntemiyle bulaşır. Bu durum “mağazalarda kıyafet denerken ya da hasta kişi ile yakın temas halinde bulaşabilir mi” sorusunu akla getirmektedir. Özellikle son 1 ayda uyuz vakalarında artış yaşandığına dikkati çeken, Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Hastanesi Dermatoloji Kliniği. Dr.Zekayi Kutlubayhastalığın en temel belirtisinin uyumayan ve geceleri sizi uyandıran kaşıntı olduğunu söyledi.
Uyuz vakalarında artış olduğunu kaydeden Prof. Dr. Kutlubay, şunları söyledi: “Son zamanlarda özellikle bütün aile, anne, baba, çocuklar kaşıntı ve uyuz şikayetiyle hastaneye gelmeye başladı. Uyuzları daha çok insanların bir arada yaşadığı koğuşlarda ve yurtlarda görürdük. Şimdi ev uyuz vakaları hızla arttı. Asıl sorun, uyuz parazitinin piyasadaki ilaçlara karşı direnç geliştirmesidir. dedim.
‘GİYSİ DENENEK ÖLÇÜ İÇERMEZ’
AVM’lerde kıyafet denerken uyuz bulaşıp bulaşmayacağını netleştirmek için Prof. Dr. Kutlubay, “Mağazada kıyafet deneyerek uyuz kapma riski çok az. Uyuz küçük temas yoluyla bulaşmaz, uyuz paraziti insan derisine ihtiyaç duyar. Sarılarak bir kişiden diğerine kolayca aktarılmaz. En az 15 dakikalık sağlam bir temas gereklidir. Aynı yatakta yatarak, uzun süre kucaklaşarak ya da yan yana oturarak uyuz kapabilirsiniz. Uyuz bu nedenle yakın temas yoluyla bulaşabilir. Geçenlerde sevgililer uyuz hastalığına yakalanarak hastaneye geldiler.” dedi.
Kutlubay, uyuz belirtilerinin genellikle eller ve parmaklar arasında, bilekte ve vücut kıvrımlarında ortaya çıktığını söyledi.
Uyuzun su toplayan küçük kabarcıklar veya egzama gibi kabuklu kırmızı kaşıntılı yaralar şeklinde ortaya çıktığını iddia eden Prof. Dr. Kutlubay, şunları kaydetti: “Uzuz paraziti bir insanı enfekte ettiğinde, dişi parazitler deriye yerleşir ve bir tünel kazar. Bu parazitler deride yaşarlar ve bu derideki tünellere yumurtalarını bırakırlar. Bu yumurtalardan yaklaşık bir hafta içinde çıkarlar. Daha sonra bu tünellerden cilt yüzeyine göç ederler. Deri yüzeyine geldiklerinde erkek ve dişi fora dönüşürler. Sonra dişiler deride tüneller kazmaya devam ediyor.” cümleleri kullandı.
‘ANA BELİRTİ KAŞINMADIR GECE UYUMAYIN’
Uyuzun ana semptomunun gece uyumayan kaşıntı olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Kutlubay, Uyuz geceleri uyumaz, sürekli bir kaşıntıyı kendine hatırlatır. Başlıca belirti geceleri uyumayan kaşıntı, parmak aralarında ve karın bölgesinde sivilce benzeri döküntülerdir. Bu sayede sivilce benzeri bir kızarıklık ya da kaşıntı olursa mutlaka en yakın dermatoloğa gitmelisiniz. Ancak en önemli olan sadece hastanın tedavisi değil, evde yaşayan uyuz olsun ya da olmasın herkesin tedavi edilmesidir. Muhtemel partneri bile tedavi edilmelidir. Ayrıca evdeki tüm yatak takımları, havlular ve giysiler minimum 60 derecede yıkanarak uyuz riski ortadan kaldırılmalıdır. dedim.
Uyuz parazitinin insan vücudu dışında en fazla 3-4 gün yaşayabildiğini belirten Prof. Dr. Kutlubay, şunları kaydetti: Uyuzun hayatta kalabilmesi için insan derisine ihtiyacı vardır. Bu özelliği terapide kullanıyoruz. Hastanın mont gibi yıkamadığı veya kuru temizlemeye göndermediği bir giysisi varsa bu giysiyi bir poşete koyup ağzını sıkıca kapatmasını ve bir hafta hiç açmamasını söylüyoruz. . O hafta, giyside parazit veya yumurta ne olursa olsun herkes ölür. Bu sayede aslında tedavilerde kullanabiliriz. Yani yıkamadan ve serpmeden bulaşmayı önlemiş oluyoruz. Yani parazit insan derisi olmadan dış ortamda 3-4 güne kadar yaşayabildiği için bu teması sağlayamadığı için ölür. dedi.
“Uykunun TEMİZLİK VE KİRLE alakası yok”
Kutlubay, uyuz hastalarının bu hastalığa yakalandıklarında çok kötü bir hastalık olduğunu, utanarak çevrelerinden saklama eğiliminde olduklarını söyleyen Prof. Dr. Kutlubay, “Uyuz olanlar bu hastalığı çevrelerinden gizlerler. Uyuz olmak, kirli olmanın bir işareti değildir. Sonuçta uyuz bir parazittir ve temas yoluyla bulaşır. Halk arasında uyuz olanların pis olduğu algısı vardır. Bu hastalığın temizlikle alakası yok. Hijyenin kısmen kötü olduğu yerlerde daha kolay bulaşabilir veya sosyo-ekonomik düzeyi düşük olan yerlerde daha sık görülür. Örneğin insanların bir arada yaşadığı yerlerde yatakhane, koğuş, huzurevi gibi yerlerde uyuza yakalanma olasılığı çok daha yüksektir. Uyuza sahip olmak, kirli olduğunuz veya iyi hijyen koşullarına sahip olmadığınız anlamına gelmez. Ne yazık ki kamuoyunda ‘kabuğun pis olduğu’ yönünde yanlış bir inanış var.” cümleleri kullandı.
Uyuz vakalarında aileden bulaşmanın da etkili olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Kutlubay, “Uzuz olan bir kişi ailesine de bulaştırabilir. Bu nedenle aile bireylerinin de tedavi edilmesi gerektiğini söylüyoruz. Temas yoluyla bulaştığı için, bir kişiden diğerine aile geçişlerini çok sık görüyoruz. Özellikle son zamanlarda tüm aile birdenbire uyuza karşı dirençli hale geldi ve her türlü tedaviyi uyguladılar ama çözüme ulaşamayan vakalar da var.” dedim.
ALERJİ VE KAŞINTIDAN FARKLI
Kutlubay, uyuz belirtilerinin bazen alerji belirtileriyle karıştırıldığını ifade etti. “İkisinin arasında bir fark var. Alerjiler gece uyurken kaşıntı yapmaz. Alerji, uyanıkken kaşıntı ve kızarıklık şeklinde kendini gösterir. Ancak geceleri sizi uyandıran ya da uyumanıza engel olan bir kaşıntınız varsa kesinlikle uyuzu düşünmelisiniz. Bu nedenle geceleri kaşınan bir hasta bu durumu gözden kaçırmamalıdır. Bu semptomlar varsa, zaten uyuz teşhisi koyuyoruz. Ayrıca çeşitli kızarıklıklar ve alerjiler olabilir. Semptomları ve tedavileri değişkendir. Bu nedenle geceleri kaşınma uyuz vakalarında önemli bir etkendir. dedi.
‘ÖLÇEK GENİŞLETİLDİ VE DİRENİŞ’
prof. Doktor Kutlubay, “Aile bireylerinde kaşıntı olsun ya da olmasın herkes en az bir kez ilaç almalıdır. Bazen parazit aileden geçer, ancak parazit kuluçka döneminde olduğu için hiçbir belirti göstermez. Sadece hastayı tedavi ettiğimizde aile bireylerinde kuluçkaya yatan parazitler tekrar yayılarak birbirlerine bulaşabilmektedir. Tam olarak Onu tedavi etmiyoruz. Hastalık daha fazla yayılabilir ve kabuk dirençli hale gelebilir, bu nedenle dikkatli olunması tavsiye edilir.” dedi.
‘İYİ HABER, ARTIK UYUYACAK BİR HAP VAR’
Prof. Dr. Kutlubay, “İlaca dirençli uyuzda hasta, piyasada bulunan ilaçlara karşı direnç geliştirir. Aslında doğru teşhis konuyor, doğru ilaçları alıyor, aynı ilaçları belki 8-10 kez alıyor ama mevcut ilaçlar dirençten dolayı işe yaramıyor. Bu durumda, bunu hastalarla yapıyoruz:Uygulanan tedavi yöntemlerinden şöyle bahsetmiştir:
Uyuz tedavisinde Majistral dediğimiz eczacıların hazırladığı ilaçları kullanıyoruz. Uyuz hastalarını bu ilaçların katran ve kükürt gibi bazı karışımlarıyla tedavi ettik. 10 gün öncesine kadar Türkiye’de ağızdan uyuz ilacı yoktu. İyi haber şu ki, artık uyuz için bir tedavi var. Artık hastalarımızı oral tabletlerle tedavi etmeye başladık. Bu dirençli uyuz vakalarını tedavi etmemizi kolaylaştırdı ve elimizi güçlendirdi.”
ÖLÇEKLERE KARŞI OTOMATİK OLUYORUZ’
Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Hastanesi Dermatoloji Kliniği. Dr Zekayi Kutlubay, koronavirüs pandemisinin uyuzun yayılmasında ve direncinde de etkili olduğunu söyledi.
“Koronavirüs pandemisi aynı zamanda uyuzdaki artışı ve müteakip direnci de etkiliyor. İnsanlar evlerine kapandığında ve dışarı çıkmadığında ev içi uyuz enfeksiyonları da arttı. Aileler hastanelere gitmeye korktukları için evde birbirlerine bulaştırdı. Bu durumda uyuz yaygınlaştı ve dirençli hale geldi. Tablet formundaki bu ilaçla aslında elimiz güçlendi. Artık uyuza karşı yeni bir silahımız var. Şu anda hem verilen ilaçlarla hem de ağızdan alınan haplarla uyuza karşı çok güçlüyüz ve başarılı bir tedavi uygulayabiliyoruz.”